Yalnızlık nedir? Düşüncelerinin anlaşılmadığı, fikirlerinin doğru bulunmadığı ya da fiziksel olarak tek başına bulunduğun bir ortam mıdır? Yalnızlık; sevginin olmadığı, seni sarıp sarmalayarak yaralarına yara bandı olanların olmadığı yer midir? Bazen herkes kendini yalnız hisseder, ben de hissediyorum. Bazen anlaşılmadığımı bazense kendimi dostsuz, yalnız hissediyorum.
Bazen yalnız kalmak, kendimle baş başa olup iç sesimi dinlemek bana o kadar iyi geliyor ki bu sayede kendimi geliştirebileceğim birçok nokta buluyorum. Eminim ki siz de kendi günlük yaşantınızda bu gibi durumlar yaşıyorsunuzdur. Bazense kendimle baş başa kalmak kendimi keşfetmemi sağlıyor. Nelerden hoşlandığımı, bugüne gelene kadar nasıl ve hangi yollardan geçtiğimi, şu ana gelene kadar durduğum her yaşam durağında hayatın bana neler kazandırıp neler kaybettirdiğini düşünme fırsatı yakalıyorum. Sonra birden duraksıyorum ve, ya hayata karşı borçlu olduğumu ya da hayatın bana karşı borçlu olduğunu öğreniyorum.
Bu kendimle ufak baş başa sohbetten sonra eğer ki hayata karşı borçlu isem borcumu ödemeye, hayat bana karşı borçlu ise onu sıkıştırarak bana olan borcunu ödemesi için dürtüyorum. Daha sonrasında kendime döndüğümde gerçekten her anlamda daha sağlıklı, daha güçlü, daha kararlı ve daha hırslı bir ben ile karşılaşıyorum ve yeni kendimle tanışıyorum. Evet, doğru, hayat tabii ki her zaman da maalesef böyle toz pembe olmuyor.
Gerçekten yalnız kaldığım, daha doğrusu fiziksel anlamda yalnız kaldığım, hissettiğim çoğu zaman da olmuyor değil ama bu sadece bir süreç. Hayatımda bugüne kadar biriktirdiğim değerli insanları ve yapacağımız, başaracağımız güzel şeyleri, hedefleri düşündükçe bir anda o karamsar düşüncelerden kendimi arındırmış buluyorum. Sizlere aktarmaya çalıştığım düşünce; yalnızlık her zaman kötü değildir, insan bazı zamanlarda yalnız kalmalıdır ki kendini geliştirsin, kendini tanıyabilsin, keşfedebilsin ve kendiyle iç savaşını vererek daha güçlü bir şekilde ayağa kalkabilsin.