Hayatınızın Başrolü Kim?

Yaklaşık 1 ay sonra 19 yaşıma gireceğim. Düşünüyorum da, 18 yılda büyümediğim kadar 18 yaşımın ikinci baharında büyüdüm. Filmlere, kitaplara konu edinilen o hayatla ben de bu yaz tanıştım. İleride bana deneyimlerini, hayat çıkarımlarını anlat dediklerinde anlatacaklarımın tam da bu yazıyı oluşturmasını hedef edinerek başlıyorum satırlarıma… İnsanlar… Ne zor varlıklarız gerçekten de… Birçok duyguyu aynı anda yaşamak, duygular arasındaki geçişi yönetmek ve daha fazlası insan mekanizması için ne de fazla… Ya da çevremizdekilerin düşüncelerine kapılmamak, onlar gibi düşünmemek, onlara ayak uydurmamak bazen gerçekten de elde olmuyor. Kapılıyoruz bir serüvene ve belki de hiç gelmememiz gereken, durmamamız gereken duraklarda buluyoruz kendimizi. Bu yaz, hayat bana ilk derslerinden birini verdi. Dersin adı: “Kendin ol / kendini dinle”. İç sesimizi, “kendi”mizi dinlememiz ne kadar da önemli. Bu koskoca evrende herkes tek başına. Her ne kadar hüzünlü bir durum gibi görünse de aslında bu da hayatın bir kanunu. Aldığımız kararların, yaptığımız eylemlerin, söylediğimiz sözlerin karşılığı sadece “biz”iz. Evet “biz”. Ne Ahmet, ne Mehmet ne de başka biri. Yaşamın düzeni gereği herkes “bencil”. Çevrenizdeki bazı insanlar yaşamın ilk çağlarından gelen “bencil”liği kendi içinde dengeleyemiyor ve sadece, her olaydan edineceği çıkarı gözetiyor. Bir başkasına uyup ya da bir başkasından etkilenip onun kararları doğrultusunda oluşacak bir hayatı yaşayacağınıza bırakın da siz kendi hayat hikayenizin baş kahramanı olun. Emin olun ki, içinizdeki o ses size iyi gelecek olan o şeyi, yanınızdaki, çevrenizdeki Ahmet’ten de Mehmet’ten de daha iyi biliyor. İç sesiniz sizin “kendi doğrunuzu” yaratıyor. E tabii sayılı günden oluşan bu hayatta, bir başkasının kararları ile oluşacak yaşam biçiminde, herhalde sahte başrol oynamaya gelmedik. Birer birer adımlarla yol aldığınız yolculuğun sonundaki acıyı ve sevinci emin olun ki sadece siz tam anlamı ile yaşıyorsunuz. Bizlere küçüklüğümüzden beri öğretilen neydi? “-Danışın.”, “-Fikir alın!”, “-Mutlaka bir başkasına da sorun.” Aslında bu verilen öğütler konu “duygular” olunca insanı ne kadar da yanlışlara götürüyorlar. Siz siz olun ve duygularınızın konu edinildiği noktalarda hayat hikayenizin başrolüne yani kendinize sahip çıkın ve rolünüzü bir başkasının oynamasına izin vermeyin. Emin olun, yıllar sonra geriye dönüp baktığınızda birçok “iyi ki” edinmiş olduğunuzu göreceksiniz...